San Petersburg da köprü altında eski bir rus halk şatkısını dinliyordum. Katushka. Yaşlı rus teyze ve yanındaki genç kızı. O kadar mutluydular dı
ki…
Rus insanının asaletini
anlatmak isterdim am anlatamıyorum. Akordiyonla
o kadar yakışıyordu ki.
sonra anna geldi aklıma. O öldü
ve güzel rusya yı terketti.
Vronsk in hastanede ve ölmek
üzere olduğunu bilmek. Anna kendini trenin altına attı. Hiç düşünmeden.
Расцветали яблони и груши,
Поплыли туманы над рекой.
Выходила на берег Катюша,
На высокий берег на крутой.
Выходила, песню заводила
Про степного сизого орла,
Про того, которого любила,
Про того, чьи письма берегла.
Ой, ты, песня, песенка девичья,
И бойцу на дальнем пограничье
От Катюши передай привет.
Пусть он вспомнит девушку простую,
Пусть услышит, как она поет,
Пусть он землю бережет родную,
А любовь Катюша сбережет.
Расцветали яблони и груши,
Поплыли туманы над рекой.
Выходила
на берег Катюша,
На высокий берег на крутой.
Bu şarkı o kadar hoş ki. Rusça farklı bir dildir. Ne Fransızca kadar abartılı
ne de İngilizce kadar resmi. Rusça halk dilidir. Bu şarkılar aşk ile yazılmış şarkılar. Anna ve onun gibilerin hayatından koparılmış ve bize aktalımış bu şarkılarda hepimiz birşeyler buluruz.
Güneş sann petersburgda
batıyor. İnsanlar yavaş yavaş evlerine çekiliyor. Ve şarkılar da sona eriyor…